Kalp Kırıklığını Yönetmek Mümkün Mü ?

Kalp kırıklığı herhangi bir ilişkiyi sonlandırmak, sevgilinizle veya eşinizle yaşadığınız bir tartışma sonrasında, sevdiğiniz bir insanı ya da birlikte yaşadığınız hayvanınızı kaybetmekten, kısacası; değer verdiğiniz ve sizin için önemi olan bir kayıp yaşadığınızda gerçekleşir.

Bilimsel çalışmaların verilerine (fMRI sonuçları) göre fiziksel bir acı (elinizin yanması, darbe almanız, vücudunuzda kesik oluşması gibi) ile duygusal acı (reddedilmek) kişilerde eş değer tepkiye neden oluyor. Yani eliniz yandığında beynin verdiği sinyaller ile kalp kırıklığı yaşadığınızda beyin sinyalleri aynı düzeyde olabiliyor. Ve fakat; kesilen elimize yara bandı koyabilmek için evin altını üstüne getirebilme yeteneğine sahip bizler söz konusu duygusal acı olunca görmezden gelmeye veya sürekli konuyu konuşup acıyı kanatmaya devam ederiz. Oysa ki ihtiyacımız olan o duygusal acıyı GÖRMEKTİR. Onu anlamak, acımasına izin vermek, neye ihtiyacı olduğunu kavramak gerekir. Geçmesi için pasif bir şekilde zamanın geçmesini beklemek değil de aktif bir şekilde ihtiyacımızı karşılamak için elimizden gelenleri keşfetmek gerekir. Yaşanılan kırgınlık ve üzüntü sebebiyle çoğu zaman en çok kendimize karşı hırçınlaşırken ikinci bir kişiden şefkat ve anlayış beklediğimiz bir sürece gireriz. Bu süreçte bir başkasından beklenilen şefkat ve anlayıştan daha önce sormamız gereken bizim kendimize ne kadar anlayış gösterdiğimiz ve ne kadar şefkatli olabildiğimizdir.

Özetle özen göstermemiz gereken nokta: kendimize doğru soruları sorarak zamanın veya başka bir şeyin bize iyi gelmesini beklemektense iyi olmak için neye ihtiyacımız olduğu üzerine düşünüyor olmak, ve kendimizi hırpalamaktansa benliğimize daha anlayışlı yaklaşmaktır.

Örneğin; uzun süreli bir ilişkiniz bittiyse buna zaman kaybı olarak bakıp üzülmek yerine ilişkinizden neler kazandınız, kendinize ne kattınız ve bir sonraki ilişkinizde ne yapıp yapmamalısınız anlamaya çalışmak daha güzel bir pencereden bakmanızı sağlar.

Yaşadığınız kalp kırıklığı sonrasında kendinizi acımasızca eleştirmek yerine daha anlayışlı davranmak için şu örneği deneyebilirsiniz.

“ Bir odada 3 yaşında ufak bir çocuk olduğunu düşünelim, bu çocuk üzgün bir şekilde odanın bir kenarında oturuyor olsun ve sizin bu çocukla iletişim kurmanız gerektiğini hayal edin. Çocuğa agresif ve yargılayıcı yaklaştığınızda çocuk daha da hırçınlaşıp agresif tepkiler verecektir. Bir başka senaryoda çocuğa anlayışlı yaklaşıp neye ihtiyacı olduğunu sorduğunuzu, onu üzen olay üzerine konuşup şimdi ne yapmak istediğini sorduğunuzu düşleyin. Bu senaryoda çocuk size ihtiyacından bahsedecek ve kalbini açacaktır böylece daha sağlıklı bir ifade şekli yaşayacaktır.”

Tıpkı bu örnekteki çocuk gibi kendi içinizdeki kırılmış çocuğa nasıl davranmayı seçeceğinize karar verebilirsiniz, böylelikle kendinizi anlamaya ya da kırgınlığınızı çoğaltmaya devam etmeyi seçebilirsiniz.

Yaşadığınız acıyla yalnız baş edemeyeceğinizi düşünüyorsanız bir uzmana başvurmaktan çekinmeyin. Tıpkı bir yara bandı gibi psikolojik destek almakta sizi iyileşme sürecine götürmeye yardımcı olacaktır.